Page 45 - FarmaNed 34
P. 45
Sayın Irmak, sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Sanatınız ve tekniğiniz açısından kendinizi nasıl anlatırsınız?
Ben çoğunluğu müzisyen olan bir aileden gelen, çok küçük
yaşlardan beri kulağında farklı müzik türlerinden melodiler ile
büyüyen bir çocuktum. Ankara'da doğdum ve büyüdüm. Çocuk
yaşta sokakta saklambaç oynayıp top peşinde koşması gere-
kirken; ileriki hayatını en erken yaşta seçen veya onun yerine
seçilen meslek grubu müzisyenlerdir herhalde. Üç ayrı okulda
geçen ilkokul serüvenimden sonra 11 yaşımda konservatuvar
ve çello ile tanıştım.
Müzik ve bir enstrümanda ustalaşmak o kadar sonsuz bir de-
niz ki; kendimi sanatım ve teknik konularda eleştirmek veya
yorumlamak hep çok imkânsız gelmiştir bana. Kendini çok
acımasızca eleştiren ve çok nadiren yaptığım iş için ''işte oldu''
diyebilen biriyim. Belki de gelişmenin ve olduğun yerde kalma-
manın kilit formülü budur. Hep öncekinden daha iyisi olmaya
çalışırım. Araştırıyorum, bolca ve her türden müzik dinliyorum,
dinleyici olarak bulunduğum her konserde her solistin ruh ha-
linden sazına hakimiyetine ve yetkinliğine dair en ince detayları
gözden geçiriyorum. O andan bir şeyler kapmaya çalışıyorum
da diyebilirim.
Kaç yaşında enstrüman çalmaya başladınız?
Konservatuvar ve sonrasında Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası serüveniniz nasıl başladı?
10 yaşımda aynı zamanda ilkokul 5. sınıfa giderken, babamın
yönlendirmesiyle konservatuvar giriş sınavında kendimi piya-
no ile basılan sesleri söylerken buldum. Sınavda başarılı olan
öğrenci adaylarına, özel bir tercihleri yoksa hocalarımız tara-
fından fiziksel özelliklerine göre (parmak yapısı, dudak kalınlığı
vs.) farklı enstrümanlar uygun görülüyordu. O gün adını bile
bilmediğim bir enstrümanı alıp evin yolunu tutmuştuk, açık-
çası bir hayli korkmuştum bu “büyük keman”dan! Fakat şunu
da söylemeden geçmek istemem, belki de dünyadaki en güzel
enstrümanı çalıyorum; bana uygun gören kişi ya da kişilere çok
müteşekkirim.
Okul hayatı uzun ve zorluydu. İnişli çıkışlı 10 senelik bir eğiti-
min ardından, 1995'te ilkokul mezunu olarak girdiğim binadan
2006 yılında üniversite mezunu olarak ayrıldım. Mezuniyetim-
den tam 3 ay sonra Başkent Üniversitesi bünyesindeki Orkestra
Akademik Başkent'in sınavına girdim, kazandım ve taze mezun
halimle hemen çalışmaya başladım. Buradaki işimden gayet
memnunken hiç aklımda olmayan bir şey oldu ve CSO'nun sı-
nav açacağı haberi geldi. Başta girmeye hiç niyetim yoktu; hatta
aynı orkestrada 40 seneye yakın görev yapmış trombon sanat-
çısı babam da kararı tamamen bana bırakmıştı. Sınav başvu-
rularının kapanmasına birkaç gün kalmışken sonrasında ''İyi ki
yapmışım'' diyeceğim şeyi yapıp gereken belgeleri hazırladım.
Anne tarafından eski CSO kontrabas sanatçısı dedem Süleyman
San ve babam Numan Irmak'tan sonra belki de üçüncü kuşak
bir CSO sanatçısı olmak kaderimde varmış.
2022 / İLKBAHAR | 43 | 43